T24 Haber Merkezi
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi‘nin 1 Şubat 1979’da evinin bulunduğu sokakta uğradığı suikastte adı geçen Yalçın Özbey, hayatını kaybetti. İpekçi cinayetini işleyen Mehmet Ali Ağca ifadesinde, Mehmet Şener’in azmettirmesiyle İpekçi’yi Yalçın Özbey’in vurduğunu da söylemişti.
Uzun süredir kanser tedavisi gören Yalçın Özbey, Arnavutköy’de hayatını kaybetti. Cenazesi Taşoluk Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
İpekçi cinayetine karıştığı belirlenen isimlerden Yalçın Özbey, bir dönem yurtdışına kaçmış, 2006’da Belçika’da işlediği suçlarla ilgili olarak tutuklanmıştı. Ancak Türkiye’deki dosyası 2010’da zamanaşımına girmişti.
T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu‘nun hazırladığı 20 soruda Abdi İpekçi cinayeti: Türkiye’nin cezasızlık tarihinin özeti dosyasına göre, 1995’te Almanya’da MİT tarafından sorgulandığı, tutanakların imha edildiği anlaşıldı. Belçika’da geçen yıl farklı bir suçtan tutuklandığı, ancak Türkiye’ye iade dosyasının yargılamada dikkate alınmadığı ortaya çıktı.
Mehmet Ali Ağca-Yalçın Özbey
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI – 20 soruda Abdi İpekçi cinayeti: Türkiye’nin cezasızlık tarihinin özeti
Gökçer Tahincioğlu’nun dosyasından bir bölüm şöyle: Ağca, Bahçelievler Katliamı’nın hükümlüsü, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın tetikçilerindendi. Cinayete ismi karışan Oral Çelik, Mehmet Şener, Yavuz Çaylan, Yalçın Özbey gibi. Bahçelievler katliamının öncesi ve sonrası itinayla korunan, kahramanlaştırılan çete, İpekçi cinayetini de gerçekleştirmişti. Son yıllarda çeşitli televizyon programlarına katılan Ağca, artık ciddiye alınmayan bir figüre dönüştü. Yaşamı boyunca yaptığı gibi tutarsız ifadelerini sürdürdü. İpekçi’yi kendisinin değil Mehmet Şener’in azmettirmesiyle Yalçın Özbey’in vurduğunu da söyledi, tetikçinin bir başkası olduğunu da. Papa’ya yönelik suikast girişimini ise Türkiye’de serbest kaldıktan sonra açıkça üstlendi. *** Davayı yıllarca takip eden Avukat Turgut Kazan, İpekçi cinayetinin nasıl örtbas edildiğini anlatırken çarpıcı örnekler verdi, Yalçın Özbey konusunda ise şunları anlattı: “Almanya’da uyuşturucudan cezaevinde yatan Özbey, ısrarla, ‘benim çok önemli söyleyeceklerim var, Türk Konsolosluğu’na haber verin’ diyerek, cezaevi yönetimine başvurdu. Cezaevi yönetimi de bunu konsolosluğa bildirdi. Sonuç olarak Özbey ile görüşen konsolosluk görevlisi, Özbey’in çok önemli şeyler söylemek istediğini belirterek, durumu Dışişleri Bakanlığı’na iletti. Dışişleri Bakanlığı da nereye bildirebilir, adam dosyada sanık, bir dosyası var, savcılığa bildirmeleri gerekir hiç değilse. Ama emniyet ve MİT’e bildiriyor. O tarihte Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’dı. MİT ve emniyet sanıyorum ikişer kişi görevlendiriyor. Ama bir soruşturma dosyası var. Bir savcılık var. Ona haber verilmeden gidiyorlar. Dört gün ifadesini alıyorlar. Sabahtan akşama kadar. Türkiye’de hiç kimsenin haberi olmuyor. |